Aldatan Kocamdan İntikam! (Seda 38 Y., İstanbul)

Merhaba, adım Seda. 38 yaşında, 1.66 boyunda, 1 çocuklu, 18 yıllık evli bir kadınım. Evliliğimizn başından beri çocuk istiyorduk, fakat kolay olmadı, uzun süren tedavi sonucu anca çocuk sahibi olduk. İlk yıllar kocam bana çok düşkün ve ilgili iken, son yıllarda iyice uzaklaştı benden. Geçen yıl kocamın telefonuna gelen mesajı gördüğümde beni aldattığını anladım. Dünyam yıkıldı. Aylarca kendime gelemedim. Öyle ki üzüntüden, 16 kilo zayıfladım ve genç kız gibi oldum.

Kocam beni aldattığından çok pişman olsa da, sürekli kavgamız sürüyordu. Komşularımız da sürekli ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Tabii kimseye birşey söylemiyordum. Komşularımdan sadece çok samimi olduğum Özbek bir kadın vardı Dilara isminde. Dilara alımlı bir kadın idi ve yalnız yaşıyordu. Sadece onunla paylaşmıştım konuyu. O da çok üzülmüş, beni teselli etmek istiyordu. Aynı durumun kendi başına da geldiğini ve kendisinin de kocasını aldatınca acısının geçtiğini söyledi. Bunu hiç düşünmemiştim.

Kocamın gececi olduğu bir akşam, çocuğumu annemlere bırakıp, Dilara’ya oturmaya gittim. Efkarım artınca, Dilara, “Alkol alır mısın hayatım?” diye sordu. Eskiden sadece birkaç kez bira içmişliğimin olduğunu söyleyince, “Bira içelim o halde, evde bira var. Hatta rakı da var istersen!” dedi. Bira getirdi, içmeye başladık. Ben anlattıkça o da anlattı, dertleştik. Derken Dilara’nın telefonu çaldı. Mutfağa geçip konuştu. Yine de sesini duyuyordum. “Arkadaşım var, bugün olmaz!” deyip kapattı.

Yanıma tekrar gelince, “Kim?” diye sordum. Dilara, “Erkek arkadaşım, bana gelmek istiyor!” deyince, “Ben kalkayım o halde!” dedim. “Gerek yok hayatım, gelmeyecek!” deyince içmeye ve sohbete devam ettik. Sohbetin ilerleyen bir kısmında, “Kocanla aran nasıl? Yani yatak olayınız nasıl?” diye sordu. Hiç yoktu ki. Anlattım. Dilara da, “Ohh ne güzel iş valla, beyefendi gül gibi karısını bırakıp başka kadınları siksin, sen de kuzu kuzu evde otur bunalıma gir! Olmaz öyle şey! Eğer o başkalarıyla sikişmeyi kendinde hak olarak görüyorsa, bunu yapmak senin de hakkın! Kocandan intikam almak istersen sana yardım ederim!” dedi. Çok şaşırdım, ama doğru da söylüyordu. “Haklısın, ama nasıl olacak ki?” deyince, “Bekle!” dedi. Telefonunu alıp birini aradı.

Ve yaklaşık yarım saat sonra kapı çaldı. Dilara açtı kapıyı. 45 yaşlarında, bakımlı, iri bir erkek geldi. Bizi tanıştırdı. Adı Mustafa imiş ve Dilara’nın arkdaşıymış. O da bize katıldı, içmeye devam edip, rakıyı da aldık masaya. Biranın üstüne hayatımda ilk defa rakı da içince ben iyice sarhoş olmuştum. “Başım dönüyor!” deyince, Dilara bana, “Geç içeriye uzan istersen!” dedi. Dilara’nın da yardımıyla yavaşça kalktım. Beni kendi yatakodasına götürüp yatırdı. Yastığı görür görmez uyumuşum…

Uyurken vücudumda gezinen bir çift el hissettim ve uyandım. Baktım ki Dilara ve Mustafa birlikte okşuyor beni. Çok acayip oldum. Sesim çıkmıyordu. İlk kez kocamdan başka birileri dokunuyordu vücuduma. Alev alev yanmaya başladım. Mustafa dudaklarımı öpmeye ve külodumun üstünden amıma dokunmaya başladı. Hayal gibiydi. Dilara da tişörtümün içine elini sokmuş göğüslerimi okşuyordu. Mustafa soyunmak için yatakan kalkınca, Dilara tişörtümü ve südyenimi çıkarıp göğüslerimi yalamaya başladı. Üzerimde sadece eteğimle külodum kalmıştı.

Mustafa soyunup tekrar yatağa geldi ve eteğimle külodumu çıkardı. Dilara göğüslerimi bırakıp busefer de Mustafa’nın yarağını yalamaya başladı. O an aklıma kocam geldi, kocamın siki ufacık ve inceydi. Mustafa’daki yarağı görünce ayılmıştım resmen, bir karıştan uzun ve bileğim kadar da kalındı. Mustafa amımı yalayarak beni bir kez orgazm ettikten sonra doğruldu, anlaşılan sıra beni sikmeye gelmişti. Gözümün önüne tekrar kocam geldi, haketmişti bunu. Kocam beni aldatıp başka kadınlarla sikiştiyse, ben de bu yarrağı yemeyi hakediyordum.

Mustafa bacak arama yanaşıp yarağının başını amıma sürtmeye başladı. Yanıyorum sandım. Çok ustaca hareket ediyordu. İyice sulanan amımın girişine usulca yarağının kafasını dayayıp hafifçe yüklendi. Amımın dudakları ayrılmaya başladı. İçime giren yarak değil, sanki alev topuydu. Derken hepsini soktu. Mustafa beni sikerken Dilara da dudaklarıma yapıştı. Çok hoşlanmıştım bundan, resmen beni uçuruyorlardı…

Mustafa 20 dakikaya yakın sikti ve ardı ardına orgazm etti beni. Sonunda o da artık garip sesler çıkarmaya başlamıştı, sanırım boşalacaktı. İçimden çıkması lazımdı, ama halim yoktu çık demeye. O da çıkamadı zaten. İçime tazyikli bir döl yağmuru başladı. Saniyeler boyunca aktı içime. Boşalması bitince içimden çıkmadan üstüme yığılıp yattı bir süre, sonra üstümden kalkıp ortamıza uzandı. Biraz dinlendikten sonra Dilara harekete geçti, Mustafa’nın yarağını yalayıp kaldırdıktan sonra altına yattı. Mustafa Dilara’yı da sikip, ağzına boşaldıktan sonra üçümüz aynı yatakta uyuduk.

Sabah uyandığımda başımda bir ağrı ve halsizlik vardı. Mustafa çoktan gitmişti, yatakta Dilara ile idim, o da uyanmıştı. Gece olanları hatırladım. Ne yapmıştım ben, hiç tanımadığım biri beni sikmişti. Dilara gülerek dudaklarımdan öpüp, “Mutlu musun aşkım?” dedi. Evet diyemedim, ama Hayır da diyemedim. Dilara ile yatakta biraz öpüşüp elleştikten sonra kalktık. Evime gittim, banyomu yaptım, amımın içi halen döl doluydu. Kimdi bu Mustafa onu da bilmiyordum. O gün akşama kadar kadar uyudum.

Ertesi gün Dilara, “Nasılsın hayatım?” diye aradı. “İyiyim!” dedim. “Gel kahve içelim canım!” dedi. Giyinip gittim ona. “Nasıl, amın doydu mu yarağa?” dedi. “Evet! Kimdi o Mustafa denen adam?” diye sordum. Meğer onun sikicisiymiş, evli, 4 çocuklu bir işadamıymış. Dilara, “Mustafa senden çok memun kalmış ve sana bunu bıraktı!” diyerek elime 200 Dolar para sıkştırdı. Kendimi garip hissettim o an, orospu gibi para almıştım. Şaşkınlığım geçmeden, “Bugün de gelmesini ister misin?” dedi. Ben, “Bilmem…” deyince, Mustafa’yı arayıp, “Akşama bana gel aşkım!” diye çağırdı.

Kahvelerimizi içtikten sonra ben evime geçtim. Banyoya girip ağdayla amımı kaymak gibi yaptım. Sexy tanga giydim, hafif makyajımı da yapıp akşamı bekledim. Akşam Dilara arayınca önceden hazırladığım kıyafetleri giyip çıktım. Dilara’nın zilini çaldım. Kapıyı açan başka bir erkekti. Şaşırmıştım. Ben tam, “Dilara yok mu?” diye sorduğumda Dilara geldi. İçeri geçtik. Mustafa da içerdeydi. İki erkek, iki kadın olmak üzere dört kişiydik salonda.

Bana kapıyı açan kişinin adı Günay imiş, 35 yaşlarında yakışıklı biriydi. Ama bu olay neydi anlamamıştım. Dilara ile kahve yapmaya mutfağa geçtik. Dilara’ya, “Kız bu ne iş?” diye sordum. Günay doktor imiş ve Mustafa’nın arkadaşıymış, beraber gelmişler. “Günay gidecek zaten!” dedi. Salona geçtik kahvelerimizi içtikten sonra Mustafa poşetten Viski çıkardı. “Hafiftir, içebilirsiniz Seda hanım!” dedi. Hepimize birer kadeh doldurdular. Hafif de bir müzik açmıştı Dilara. İçkileri içtik. Benim yine başım dönmeye başladı. Günay ise yiyecek gibi bakıyordu bana…

Dilara Mustafa’yı alıp odasına götürdü. Benimse başım ağrıyordu. Bunu Günay’a söylediğimde, yanıma gelip bir ilaç uzattı, “Ağrı kesici, etkili bir ilaçtır!” dedi. Mutfaktan su alıp ilacı içtim. Salona dönerken Dilara’nın odasından inleme sesleri geliyordu. Günay beni salonda elinde bir bardak içecekle karşıladı ve “Bunu da için, baş dönmesine iyi gelir!” dedi. Alıp bir dikişte içtim. Kanepeye uzandım. Günay’ı hayalen görüyordum.

Yanıma gelip beni öptü, dudakları sıcacıktı. Beni kucağına alıp diğer odaya taşıdı. Yavaşça yatağa bıraktı. Kendimdeydim ama kontrolsüzce Günay’ı öptüm. O da bu anı beklemiş. Sarıldı bana. Uzunca bir süre öpüştük. İyice ıslanmaya başladım. Günay beni yavaşça soyuyordu. Ben de onu soymaya başladım. Gömleğinden sonra pantolonunu ve Boxerini çıkardım. Çoktan sertleşmiş kocaman bir yarak karşımdaydı. Mustafa’nın yarağından da büyüktü. Damarlı gövdesi ve iri kafalıydı. O anda Dilara’yı kıskanmadım desem yalan olur. Biri işadamı, diğeri doktor olan arkadaşları vardı ve ikisinin de yarakları büyüktü.

Günay külodumu da çıkardıktan sonra amımı yalayınca iyice ıslandım. Ben de onun yarağını ağzıma alıp emmeye başladım. Çok iriydi. 10 dakika yalaşmadan sonra hazırdık. Günay bacaklarımı açıp arasına yanaştı. Bir eliyle tuttuğu yarağını amımın dudakları arasına sürtüyordu. Derken yarağının kafasını hafifçe soktu içime. Müthiş bir zevkti bu, daha önce hiç yaşamadığım. Yavaşca hepsini amıma yerleştirdikten sonra girip çıkmalara başladı…

Kocamdan görmediğim bir sikişteydim. Günay hızlanmaya başladı. Sonra birden ben kendimi üstte zıplarken buldum. Daha sonra beni domaltıp arkadan amıma girdi. Bir saate yakın, pozisyondan pozisyona sokarak sikti ve orgazmdan orgazma sürükledi beni. Ama kendisi halen boşalmamıştı. En son beni tekrar altına alıp ezercesine sikmeye başladı. İyice hızlandı ve inleyerek içime boşaldı.

O sırada Dilara ve Mustafa da geldi yanımıza. Mustafa’nın yarağının kalkık olduğunu farkettim. Günay içimden çıkar çıkmaz, Mustafa girdi amıma ve hızlı hızlı sikmeye başladı. Ne oluyor demeye kalmadan hırıltı çıkararak o da içime boşalıp çıktı. Artık yorgunluktan bitmiştim. Mustafa ile Günay giyinip gittiler. Dilara ile başbaşa kalınca, epey bir miktar para uzatıp, “Bunu da Günay bıraktı!” dedi.

Birer kahve yapıp, biraz konuştuk. Meğer Günay’ı da Dilara benim için ayarlamış, salak kocamdan intikam almam için. Mustafa ve Günay hakkında yorum yaparken, Dilara, “Yarakları nasıl ama, beğendin mi?” diye sordu. Ben de, “Deli misin kız, beğenmez olur muyum hiç! Ama böyle büyük yarakları yedikten sonra şansıma lanet ediyorum!” dedim. Dilara ise, “Hayatım bunun şansla alakası yok ki, seçmece bunlar!” dedi.

Ne demek istediğini anlamamıştım. Telefonundaki bir dosyayı açıp bir sürü erkeğin resimlerini gösterdi. “Bak bunların hepsi sosyal medyadan arkadaşım. Çoğu evli ve çocuklu olmasına rağmen hepsi azgın, hepsi sikişmek istiyor! Üstelik hepsi de doğru dürüst meslek sahipleri, yani paralı tipler. Ama ben yaraklarına bakıp öyle çağırıyorum!” deyip, bir başka dosya açtı. O dosyada da o erkeklerin yaraklarının resimleri vardı.

Şaşkınlığımı ve yarak resimlerine ilgiyle baktığımı gören Dilara telefonu elime verip, “Ben kahveleri tazeleyim hayatım, sen de birdahaki sefere yemek istediğin yarağı seç!” dedi ve dudaklarıma bir öpücük kondurup mutfağa gitti 🙂

Kocam gündüz vardiyasına geçmişti. Kocam akşamları evde olunca da, ben gece Dilara’da kalamıyordum. Dilara ile anca gündüzleri görüşüyordum. Mustafa ve Günay’la yaşadıklarımızdan sonra Dilara ile aramızdan su sızmaz olmuştu. Öylesine ki, hemen hemen hergün beni kahve içmeye çağırıyordu. Dilara halen her gün yaşadığı seks dolu geceleri anlatıp beni kudurtmaya çalışsa da, benim bir çocuğum, bir ailem vardı, onun gibi serbest değildim. Ben sadece onun yaşadıklarını dinlemekle yetiniyordum. Evde ise kocam yine her fırsatta bana sokulmaya çalışıyor, ama ben yüz vermiyordum…

Günler böyle geçerken doğumgünüm yaklaşmıştı. Dilara, “Kız senin doğumgününü güzel bir gece ile kutlamak lazım!” dedi. Güzel bir gece ile ne demek istediğini anlamıştım. Ama kocamın vardiyası halen değişmemişti, yani halen akşamları evde oluyordu. Bunu hatırlattığımda, Dilara, “Kocandan izin istesen, doğumgününün olduğu gece bende kalmana izin vermez mi, yakışıklı biriyle doğumgününü kutlardık!” dedi. “Aman boş ver, kocam şüphelenir falan!” dedim.

Doğumgünüme bir gün kalmıştı. Evde temizlik işlerimi halletmiş, akşam için yemeğimi de hazırlayıp, banyomu yapmış, öğleden sonra Dilara’ya kahve içmeye gitmiştim. Saat 18:00’e yaklaşırken Dilara telefonu ile oynuyordu. “Neye bakıyorsun?” diye sorduğumda, “Alışveriş yapacağım. Sexy sütyenlere, külotlara, geceliklere bakıyorum!” dedi. Sonra da, “Bu nasıl?” diyerek bana bir gecelik, sütyen, külot takımı gösterdi. Muhteşem bir takımdı. “Çok güzel! Bayıldım!” dedim. “Beğeneceğini biliyordum! Peki bu yakışıklı nasıl?” diyerek bir foto gösterdi. Kumral, 30 yaşlarında, kaslı ve yakışıklı bir erkekti. “Kız yoksa dün geceyi bununla mı geçirdin?” diye sorduğumda, “Yok, bu akşam gelecek!” dedi.

“Ben gideyim o halde, sana iyi eğlenceler!” dedim. Dilara saatine bakıp, “Dur kız daha çok erken! Hem doğumgünü hediyeni bir giy, bakalım üstüne olacak mı, çok merak ediyorum, gel benle!” diyerek elimden tutup yatak odasına götürdü. Bana gösterdiği gecelik takımı yatağın üstünde duruyordu. Güzel bir sürpriz yapmıştı. Çok sevinmiştim. Teşekkür ettiğimde, “Ben kahveleri tazeleyim, sen de giy, hazır olunca seslen, gelip bakayım!” diyerek çıktı odadan.

Soyunup, sütyen, külot ve gecelikten oluşan takımı giydim. Elbise dolabının aynasından kendime bakınca çok sexy görünüyordum. Dilara’ya seslendim, “Hazırım, gelebilirsin!” diye. Az sonra yatak odasının kapısı açıldığında gözlerime inanamadım. O gösterdiği resimdeki yakışıklı yanındaydı. Yaklaşık 1.80 boyunda, güçlü kuvvetli bir vücut yapısı vardı. İçim eridi. Amımdan su aktığını hissettim resmen. Dilara bizi tanıştırdı. Adı Kaan imiş. Avukat imiş. Dilara, “Doğumgünün kutlu olsun hayatım!” diyerek hemen odadan çıktı.

Kaan bana yaklaşıp, “Çok güzelsiniz Seda hanım!” dedi. Daha ağzımı açmadan sarılıp dudağıma yapıştı. Dili ve ağzının tadı çok hoş geldi. Beni yatağa oturtup göğüslerimi okşamaya başladı. Arada sırada Kaan’ın önüne bakıyordum, önündeki kabarıklık belirmeye başlamıştı. Yavaşca yatağa uzattı beni. Amımı daha 2 gün önce traşlamıştım, pürüzsüzdü. Kaan vücudumun her yerini öpüp yalayarak bacak arama indi. Külodumu kenara çekip dili ile amıma girince zevk suyum iyice gelmeye başladı. Amımı adeta dili ile sikiyordu. Klitorisimi emip, amımı parmaklayınca ben kendimi fazla tutamadım ve kasıla kasıla orgazm oldum…

Kaan ayağa kalkıp pantolonunu ve Boxerini çıkardı. Sertleşmiş yarağı oldukça iri ve kalın duruyordu. Gerçi Dilara’nın seçtiği erkeklerin hepsinin yarakları ortalamanın üzerindeydi, yaraklarına da bakıp öyle seçiyordu. Kaan başucuma dikilince ne istediğini anladım. Yarağını ağzıma alıp emmeye başlayınca, Kaan, “Ohhh, bebeğim!” diye inledi. Beş dakika falan emdirip, “Gel bakalım minik aşkım!” diyerek beni çırılçıplak soydu ve altına aldı. O iri cüssesi ile resmen beni ezerek her tarafımı tekrar yalamaya başladı…

Amımı tekrar yalamaya başlayınca ben artık dayanamadım ve “Sik beni!” diye inledim. Kaan, “Emrin olur bebeğim!” diyerek doğruldu. Yarağını bir eliyle kökünden tutup yarağının başını iyice sulanmış amımın dudakları arasına dayadı. Yavaş bir hamle ile zorladı amımın duvarlarını. Giremedi. Tekrar denedi. Az girip tekrar çıktı. Bu ince dokunuşlardan dolayı ben uçuyordum. Üçüncü denemesinde yarağı amımı yara yara dibime doğru ilerlerken ben bağırmaya başladım. O da dudağıma yapışıp sesimi kesti. Artık sert şekilde girip çıkıyordu amıma. 10-15 dakika hızlı hızlı siktikten sonra ben resmen ter içinde kalmıştım…

Beni sonra yüz üstü yatırdı. “Poponu biraz kaldır aşkım!” deyince Köpek gibi durdum. Amımı ve götümün deliğini biraz yalayıp, “Götüne gireyim mi?” dedi. “Yok, amımı sik!” dedim. “Nasıl istersen bebeğim!” diyerek amıma tekrar girdi. Belime sarılıp içimi dövmeye başladı. En az bir 15 dakika da bu pozisyonda sikip, beni bir kez daha orgazm etti. Derken o da inlemeye başladı. İçimden çıkmadan belime yapışıp, yarağını en dibime çakıp boşaldı…

İçimden çıkmadan bir süre bana kenetlenmiş halde bekledi. Ben artık çıkacak diye beklerken, Kaan içimde hareketlendi ve tekrar girip çıkmaya başladı. Boşaldığı halde içimden çıkmadan resmen ikinci kez sikiyordu beni ve böyle bir şey ilk defa başıma geliyordu. Bu ikinci posta çok daha uzun sürmüş, beni bir kez daha orgazm etmişti. Sikişi bitirdiğimizde saatin 19:30’a geldiğini gördüm. Gitmem lazımdı. Ben kalkarken Kaan dudaklarıma teşekkür öpücüğü kondurdu. Giyinip odadan çıktım. Dilara salondaydı. “Nasıldı kız zilli doğumgünü hediyen?” dedi. “Eve geç kaldım, sonra konuşuruz!” deyip çıktım. Evime geçtim.

Kocam gelmişti. Banyoya geçip kendimi kontrol ettim, boynumda boğazımda morartı falan var mı diye, normaldi her şey. Odaya geçtim. Kocam arkamdan geldi, “Aşkım nooolur, çok özledim seni!” dedi. O anda aklıma bir hainlik geldi. Şerefsiz kocam beni orospuya soktuğu sikiyle sikmişti. Şimdi içimdeki başka bir erkeğin döllerini ona tattırmalıyım dedim kendi kendime. Amımı yıkamamıştım, Kaan’ın dölleri halen içimdeydi. “Tamam canım, bu gece olur!” dedim. Sevinçten uçtu boynuzlu kocam.

O gece erkenden yattık. Kocam arkamdan yaklaştı, okşadı beni. Bana dokunmasından ne kadar nefret etsem de etkilenmiş gibi yaptım. Küçük siki çoktan kalkmıştı, hemen amıma girmek istedi. Amıma girmesini engelleyip, “Ama ben henüz hazır değilim, beni hazırla, yala biraz!” dedim. Bunu yapmaya dünden hazırdı boynuzlu kocam. Beni sırtüstü yatırıp bacak arama yumuldu ve iştahla amımı yalamaya başladı. Dilini amımın içine soktukça, dili Kaan’ın dölleriyle buluşuyor, “Bak sen de beni çok özlemişsin aşkım, çok çabuk sulandın!” diyerek yalıyordu…

Dili ve ağzı içimdeki döllerin tadına bakmıştı, şimdi sikine de tattırabilirdim içimdeki dölleri. “Hazırım artık!” dediğimde, içime sikiyle girdi. Birkaç gidip gelince vıcık vıcık sesler çıktı, artık içimdeki döller sikine de bulaşmıştı. Hiçbir şeyin farkında olmayan boynuzlu kocam da, “Ohhh, amın nasıl da sulandı aşkım!” diyerek sikmeye başladı. Birkez daha ve farklı bir şekilde kocamdan intikam almıştım. Yalandan inleyip, orgazm taklidi yaptım. Kocam da herzamanki gibi birkaç gidip gelmeyle içime boşaldı. Dilara’nın sürprizi kocama yaramış oldu aslında.

Yorulmuştum, ama kocamın sikmesinden değil, Kaan’la sikişmenin yorgunluğunu yaşıyordum. Banyomu yapıp, Kaan’ın beni sikişini gözümün önüne getirip uyudum.

Dilara oldukça bana yarak eksik olmayacaktı anlaşılan 🙂

Dilara sayesinde kocamdan aldığım intikam içimi biraz rahatlatsa da, bu defa da başka erkeklerin iri yaraklarına alışıyordum. Sırf intikam almak uğruna kocam olacak şerefsizin bana yanaşmasına bile müsade etmiştim. Bunu fırsat bilen boynuzlu kocam o günden sonra artık beni her gün sikmek istiyordu. Fakat ben sadece başkalarıyla sikiştiğimde ve amımın içinde başka erkeklerin dölü olduğunda kocamın beni sikmesine izin veriyordum. Aslında bu durumdan herkes memnundu, ama bazen kendimi orospu gibi hissediyordum.

Bir gün Dilara ile oturuken kapının zili çalınca gidip kapıyı açtı. Kapıda üst kat komşumuz Aslı vardı. Aslı 42 yaşında ve evli biriydi. Acil gitmesi gerekiyormuş, daha önce müracaat ettiği bir işyerinden mülakat için çağırmışlar. Okuldan gelecek olan oğlunun yemek işini halletmemizi istedi ve içeriye bile girmeden gitti. Dilara kapıyı kapatır kapatmaz sırıtarak yanıma gelip, “Aslı’nın oğlunu da deneyelim mi?” deyince, ben ilkin ne demek istediğini anlamadım. Ama Dilara eliyle şikiş hareketi yapınca çok şaşırdım. “Saçmalama kızım, Hakan daha 17 yaşında, çocuk sayılır!” dedim. Dilara da, “Sen uyu! Ne çocuğu? Bir bildiğim var ki, sana deneyelim mi diye soruyorum!” dedi.

“Neymiş bildiğin?” diye sorduğumda ise, “Geçen balkona sigara içmeye çıkmıştım, aşağıdaki Hakan’ı Cem’le konuşurken gördüm. Bankta oturuyorlardı, beni farketmediler, ben de sesimi çıkarmadan konuşmalarına kulak misafiri oldum. Okuldan kızları nasıl siktiklerini anlatıyorlardı. Sonra konu değişti, bizim sitedeki sikmek istedikleri kadınlar hakkında konuşmaya başladılar. Bil bakalım en çok kimleri sikmek istiyorlarmış?” dedi. Merakla, “Kimleri?” diye sordum. Dilara pis pis gülümseyerek, “Kimleri olacak, seni ve beni!” dedi. Çok şaşırmıştım, “Bizden bahsettiklerinden emin misin kız, belki sitedeki başka kadınlar hakkında konuşuyorlardı?” dedim. Dilara ise, “Kendi kulaklarımla duydum diyorum. Resmen, (Fırsatını yakalasam Dilara ablayı şöyle sikerdim… Seda ablayı böyle sikerdim…) diye konuşuyorlardı!” dedi.

Dilara’nın anlattıklarına bir türlü inanasım gelmiyordu. Dilara, “Ee, ne diyorsun, deneyelim mi Hakan’ı? Birazdan gelir!” diye tekrar sorunca, “Boş ver, hem ben zaten gidecektim, evde yapılacak işim var!” diye müsade isteyip kalktım, evime geçtim. Aslında evde işim falan yoktu. Halen olayın şokundaydım. Hakan’a hiç o gözle bakmamıştım, bana karşı hep saygılı, çok efendi biriydi. Ama Dilara’nın anlattıkları da beynime kazınmıştı bir kere. Evde vakit öldürmek için TV’yi açtım. Ama TV seyrederken bile aklıma hep Hakan geliyordu. Saate baktım, şu sıralar Hakan okuldan gelmiş ve şimdi Dilara’nın evinde olmalıydı. Acaba şu anda ne yapıyorlar diye düşünmeden de edemiyordum…

Aradan bir saat falan geçtikten sonra Dilara aradı ve “O iş tamam!” dedi. “Ne oldu kız? Anlat!” dediğimde, “İnanmazsın diye video çektim, sana atarım şimdi, kendin gör ne olduğunu! Benim duş almam lazım, hadi bye!” deyip kapadı telefonu. Hemen ardından da mesaj geldi. Heyecanla açıp baktığımda ağzım açık kaldı. Hakan’la sikişirken Dilara çekmişti videoyu. Hakan inanılmaz bir enerjiyle sikiyordu Dilara’yı. Videonun sonlarına doğru, Hakan Dilara’nın amından yarağını çıkardığında küçük dilimi yutacaktım. Hakan’da öyle bir yarak vardı ki, videoyu görmesem asla inanmazdım. Hakan yarağını sıvazlayıp Dilara’nın göğüslerine boşaldı. Videonun en can alıcı kısmı ise, boşaldıktan sonra söylediği, “Seni de böyle sikmemi ister misin Seda abla?” lafıydı.

Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Videoyu tekrar izlerken bütün vücudumu ateş basmış, her yerim yanıyordu. Soluğu banyoda aldım. Hakan’ın beni de öyle siktiğini hayal edip duşumu alırken, elim amıma gitti. Deli gibi masturbasyon yapıp orgazm oldum. Duştan çıkıp kurulanırken ise kafam karışıktı. Aradaki yaş farkının çok oluşundan olsa gerek, Hakan’la sikişme fikri beni biraz rahatsız ediyordu. Aramızda tam 21 sene vardı ve Hakan benim yarı yaşımda bile değildi. Banyodan çıkıp giyindim. Telefonuma baktığımda Dilara’dan yeni bir mesaj vardı, “Evdeki işini bitirdiysen kahve içmeye gel!” yazmış. “Bitirdim, hemen geliyorum!” yazıp çıktım evden, gittim Dilara’ya.

Gerçi videoyu görmüştüm, ama yine de kahvelerimizi içerken bir kez de Dilara’nın ballandıra ballandıra anlatmasını heyecanla dinledim. Dinlerken duyduğum zevkten amım karıncalanmış olsa bile, bunun doğru olmadığı düşüncesini kafamdan atamıyordum. Beni düşünceli gören Dilara, “İyi misin kız?” diye sorduğunda, Hakan’la aradaki bu yaş farkının beni rahatsız ettiğini söyledim. Dilara ise gülerek, “Kocanın seni aldattığı orospunun yaşı kaç diye hiç düşündün mü?” dedi. “Düşünmedim…” dediğimde, “Eminim çiçeği burnunda bir tazeyle aldatmıştır seni! Bunu boşandığım kocamdan biliyorum, beni aldattığı orospu daha 16 yaşındaydı! Erkekler bunu kendilerine hak görüyorlarsa, biz neden görmeyelim?” dedi. Yine doğru söylüyordu, Dilara’ya hak vermiştim. Ayrıca bu konuşmadan sonra kocama olan nefretim yeniden tavan yapmış, gözümü intikam hırsı bürümüştü. “Tamam kız ayarla, Hakan’la ben de sikişeceğim!” dedim.

Dilara uygun bir gün ayarlayıp bana haber verecekti. Aynı günün akşamı da aradı ve “Biraz önce Aslı uğradı, işe alınmış, yarın çalışmaya başlayacakmış. Hakan’ı da ayarladım, yarın öğlen yine bana gelecek, 12:30’da sen de geliyorsun!” dedi. İçimi tarifsiz bir heyecan kaplamıştı. Telefonu kapattığımda ellerim zangır zangır titriyordu…

Ertesi sabah kocam işe gidince, ben de banyoya girdim. Dilara’ya takılmaya başladığımdan beri vücuduma çok iyi bakıyordum. Hafiften uzamış kılları aldım, yıkanıp, losyonlarla tüm vücuduma güzel bir bakım yaptım. Saat 12:30’a yaklaşınca da giyinip evden çıktım, Dilara’ya gittim. Ben içeri girdikten 3-4 dakika sonra da kapının zili çaldı. Dilara koşarak gitti, kapıyı açtı. Ben de gelen Hakan mı diye bakmak için arkasından koridora çıkmıştım. Dilara Hakan’ı içeri alıp kapıyı kapatır kapatmaz öpüşmeye başladılar. Hakan Dilara’nın dudaklarını adeta kemiriyordu. Bu ne azgınlıktı böyle! Dilara, “Dur aşkım, az sabret!” demese, Hakan Dilara’yı herhalde hemen oracıkta yatırıp sikecekti.

Hakan beni görünce, “Oooo, Seda abla gelmiş!” diyerek Dilara’yı bırakıp, bu sefer benim dudaklarıma yumuldu. Dudaklarımı o kadar ihtiraslı öpüyordu ki, nefes almakta zorlanıyordum. Daha birkaç dakika öncesine kadar nasıl başlayacağımız hakkında en ufacık bir fikrim yokken, şimdi salonun ortasında, ayakta sevişiyor gibiydik. Öpüşürken de elleri vücudumun her yerinde geziniyordu. Tabii yarağının da sertleşmiş olduğunu hissedebiliyordum, pantolonuna rağmen yarağı göbeğimi delecekmiş gibiydi.

Birkaç dakikadır o şekilde öpüşüyorduk ki, Dilara, “Yatak odasına geçelim!” deyince öpüşmeyi bıraktık. Dilara önümüzden giderken, biz de arkasından, Hakan götümü elleye elleye gidiyorduk. Yatak odasına girince Hakan yıldırım hızıyla soyunmaya başladı, sanki bir saniyeyi bile boşa harcamak istemiyordu. Tabii biz de soyunduk, ama Dilara da Hakan gibi çırılçıplak soyunmuştu, ben ise sütyen ve külotlaydım. Hakan bizi yatağın kenarına yanyana oturtup önümüze dikildi. Yarağını bir Dilara’nın ağzına veriyordu, bir benim…

Bize yarağını bir süre yalattıktan sonra, sütyenimi ve külodumu da çıkarıp beni sırtüstü yatırdı. Üzerime uzanıp, önce dudaklarımdan başladı öpmeye. Sonra göğüslerimi yalayıp emdi bir süre. Daha sonra amımı yalamaya başlayınca ben koptum iyice, amım sırılsıklam olmuştu. “Hadi, tamam, yeter, gir içime artık!” diye yalvarıyordum beni sikmesi için.

Hakan yarağını Dilara’nın ağzına verip ıslattıktan sonra bacaklarımı ayırıp arasına yanaştı. Eliyle yarağını tutup amımın dudakları arasına biraz sürttükten sonra gömdü içime. “Ohhhh, fırın gibi yanıyor amın Seda abla!” diyerek sikmeye başladı. Ama ne sikme! Bitmez tükenmez bir enerjiyle son sürat pompalıyordu. 4-5 dakika geçmeden ben orgazm olmuştum bile. Hakan amımı hızlı hızlı sikmeye devam ederken, ben bu sefer de, “Tamam, yeter, dur!” diye yalvarmaya başlamıştım. Ama yalvarmam işe yaramıyordu. Üzerimden ittirince, “Çok çabuk bitti pilin Seda abla!” diyerek çıktı amımdan. Hiç vakit kaybetmeden de Dilara’yı yatırıp hayvan gibi sikmeye başladı…

Hakan Dilara’yı sikerken ben de soluklanma fırsatı bulmuştum. Doğrulup Dilara’nın amına hızla girip çıkan yarağı ilgiyle izliyordum ki, Dilara daha 5-6 dakika geçmeden perişan olmuştu. “Hakancığım, tüm gücünü bana harcama, bak Seda ablan doymamış daha! Öyle değil mi kız?” dedi. Aslında doymuştum, ama Dilara’nın haline üzüldüğüm için, “Evet, doymadım daha!” dedim. Bunun üzerine Hakan Dilara’yı sikmeyi bıraktı ve “Domal Seda abla!” diyerek beni dört ayak pozisyonuna getirdi. Arkama yanaşıp, yarağını amıma köklediği gibi hoyratça sikmeye başladı. Omuzlarımdan asılarak sertçe pompalıyordu amıma. Öyle ki birkaç dakika zor dayandım ve “Hakancığım göğüslerime boşalmanı istiyorum!” dedim.

Hakan bunu duyduğuna sevinmişti, “Harikasın Seda abla!” diyerek çıktı amımdan ve yataktan indi. Ben de doğrulup yatağın kenarına oturdum. Videodaki gibi eliyle sıvazlayıp göğüslerimin üzerine boşalacak diye bekliyordum ki, “İki elinle birleştir göğüslerini Seda abla, göğüslerinin arasını sikeceğim!” dediğinde şaşırdım. Dediğini yaptığımda göğüslerimin arasına bolca tükürük bırakıp yarağını yerleştirdi ve gidip gelmeye başladı. Bu durumu Dilara da ilginç bulmuştu ki, telefonunu almış video çekiyordu. Çok geçmeden Hakan böğürür gibi ses çıkararak boşaldı. Dölleri çenemin altına kadar fışkırmıştı. Göğüslerim ise dölden yapış yapış olmuştu…

Biraz kendimize gelince, hep birlikte duşumuzu alıp giyindik. Hakan yemeğini yeyip gitti. Dilara ile yalnız kalınca bana sordu, “Hakan nasıldı ama?” diye. Ben de, “Böyle bir şeyi ilk defa yaşadım, doğrusu bu kadarını beklemiyordum! Perişan oldum resmen!” diye itiraf ettim. Dilara yine sinsice gülerek, “Kızım sızlanmayı bırak, gençlik aşısı yaptırdık işte! Ama bundan sonrakini ilk deneme sırası sende, Cem’i ilk sen deneyeceksin! Cem’i gördüğümde, senin o zırt pırt çıkan korniş düğmelerini takması için gönderirim!” dedi 🙂

Hakan’la sikişmemizin üzerinden iki gün geçmiş, bu iki günde dinlenme fırsatı bulmuştum. Cuma günü idi, saat 14:30 gibi bir duş almak için banyoya girdim. Duşumu alıp, iç çamaşırlarımı giymeden bornozumu üzerimde geçirdim. Havluyla saçlarımı kurularken Dilara aradı ve “Cem’i sana yolladım kız, haberin olsun!” dedi. Ben daha bir şey soramadan da kapının zili çaldı. Telefonu kapatıp kapıyı açtım. Kapıda Cem vardı. Onu hep uzaktan görüyordum, ilk kez bu kadar yakınımdaydı. Cem, 1.70 boylarında, Hakan’la yaşıt, esmer ve yakışıklıydı.

“Buyur Cem?” dedim. Cem beni karşısında bornozla görünce donup kalmıştı. Şaşkınlığını atınca da, “Seda abla, ben şey için geldim… beni Dilara abla gönderdi… perde için…” dedi. “Ha, evet!” deyip içeri davet ettim. Yatak odasındaki perdenin birkaç korniş düğmesi hep çıkıyordu, kocama defalarca söylediğim halde ilgilenmemişti. Bunu Dilara ile de paylaşmıştım…

Dilara benden bugün Cem’le sikişmemi bekliyordu. Ama ne yapacağımı, nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı hiç bilmiyordum. Oysa Hakan’la sikişmemizde benim bir şey yapmama gerek kalmamış, Hakan bana adeta saldırmıştı. Fakat Cem, Hakan gibi fırlama biri değildi, aksine biraz utangaç birine benziyordu. Cem ile salona geçtik. “Kola içer misin Cem?” dedim. Utanarak, “Olur…” dedi. Mutfaktan kolayı doldurup getirdim. Karşısına oturdum. Cem kolasını içerken göz ucu ile bana bakıyordu. Her halinden heyecanlı olduğu belliydi, ama doğrusu ben ondan daha çok heycanlıydım.

Kolası bitince, “Hangi perde takılacaktı Seda abla?” dedi. “Yatak odasındaki perde, yerinden çıkmış!” dedim. Evde merdiven olmadığı için bir sandalye alıp yatak odasına geçtik. Cem sandalyeyi koyup üzerine çıktı, fakat uzandığı halde kornişe zor yetişiyordu. Dengesini kaybedip düşmesin diye ben de yan tarafından iki elimle bacağını tutuyordum. Kafam belinin seviyesinde kaldığı için önündeki uyanmayı görebiliyordum, üstelik önündeki kabarıklık gittikçe büyüyordu. Önüne dokunmak istiyordum, ama kaç kez niyetlendiysem de dokunacak cesareti bulamadım.

Cem perdeyi takma işini bitirip, “Tamam Seda abla!” dedi. Acilen birşeyler yapmam gerekliydi, ya değilse Cem gidecekti ve Dilara’ya karşı mahçup olacaktım. Cem sandalyeden indiğinde, “Teşekkür ederim canım!” deyip sarıldım ve yanağından öptüm. Cem kızardı bozardı. Utancından kafasını öne eğmiş, yere bakıyordu. Yatağın kenarına oturdum ve Cem’e de yanıma oturmasını söyledim. Cem oturunca, “Dilara ablan sana başka bir şey söyledi mi?” diye sordum. “Yok, sadece perdeyi söyledi…” dedi. “Başka konuda konuşmadınız mı?” dedim, “Yok, konuşmadık…” dedi. Anlaşılan Cem, Dilara’nın kendisini buraya göndermesindeki asıl sebebi bilmiyordu.

Birkaç saniye sessizlikten sonra tüm cesaretimi toplayıp, “Beni sikmek istediğini biliyorum!” dedim. Elimi önüne attım ve pantolonunun üstünden sikini avuçladım. Cem yine kızarmıştı, hiç sesi çıkmıyordu, herhangi bir tepki de vermiyordu. Uzanıp dudaklarından öptüm ve “Merak etme, annenlere falan söylemem! Her şey aramızda kalacak!” dedim. Yeniden öptüm dudaklarını. Yine tepki vermeyince bozulmuştum, “Neyin var Cem, beni sikmek istemiyor musun?” diye sordum.

Cem sonunda ağzındaki baklayı çıkardı ve utana sıkıla, “Çok istiyorum Seda abla, ama… şey… nasıl desem… ben daha Milli olmadım…” dedi. Şaşırmıştım, “Ee, Dilara ablan duymuş, Hakan’la birbirinize okuldan kızları nasıl siktiğinizi anlatıyormuşsunuz?” dedim. Cem de mahçup bir şekilde, “Hakan’ın siktikleri doğru da, benim daha kız arkadaşım bile olmadı. Hakan övünerek anlatınca, ben de ezik gibi görünmemek için öylesine uydurdum… Bu konuştuklarımızı Hakan’a anlatmazsın değil mi Seda abla?” dedi. Meselenin bu olduğunu öğrenince rahatlamıştım, “Merak etme canım, anlatmam!” dedim ve yeniden dudaklarından öptüm. Bu sefer acemice, fakat şehvetle karşılık verdi. Cem’le işim zordu, öpüşmeyi dahi bilmiyordu…

Kendine güven duyması için elimden geleni yapıyordum. Utangaçlığını üzerinden biraz atsın diye 10 dakika falan öpüştük. Sonra bornozumun üst kısmını açıp çıplak göğüslerimi sundum. İlk defa bir kadının çıplak göğüslerini görüyordu. Önce ürkekçe elledi göğüslerime, alışınca da okşamaya, yoğurmaya başladı. “Göğüslerimi öp, yala, em!” dediğimde de yumuldu göğüslerime. Cem göğüslerimi emerken, ben de onu motive etmek için, zevk aldığımı ve hoşuma gittiğini belli eden inlemeler çıkarıyordum…

Utangaçlığını yavaş yavaş atıyordu galiba, göğüslerimi uzunca emip yaladıktan sonra aşağılara indi, dili göbeğimin etrafında geziniyordu. Bornozumun önünü tamamen açtım. Amımı gören Cem heyecanla, “Yalayabilir miyim Seda abla?” diye sordu. “Tabii ki, istediğin gibi yala canım!” dedim, bornozumu çıkarıp yatağa sırtüstü uzandım ve bacaklarımı araladım. Cem’in ilk defa bir am gördüğü hemen belli oluyordu, aç kurt gibi saldırdı. Amımı öpüyor, yalıyor, amımın dudaklarını emiyor, dilini amımın içine sokuyordu. Dilara’nın bulduğu tecrübeli erkekler gibi yalayamasa da, çok zevk alıyordum ve inlemelerimle bunu belli ediyordum…

Cem hiç bıkmadan ve ara vermeden amımı yalarken onu durdurdum ve parmağımla klitorisimi okşayıp, “Cem, hayatım, burayı da yala! Kadınlar en çok buradan zevk alır!” dedim. Cem de, “Tamam Seda abla!” diyerek klitorisime yumuldu. Klitorisimi emerken, aynı anda da amımı parmaklamasını istedim. Artık sadece onu motive etmek için değil, aldığım müthiş zevkten inliyor ve kıvranıyordum. Orgazm olurken çırpınışlarımı gören Cem telaşlanmıştı, yalamayı ve parmaklamayı bırakıp, “Ne oldu Seda abla, yanlış bir şey mi yaptım?” diye sordu. “Yok hayatım, doğru yaptın, Seda ablanı orgazm ettin!” deyip doğruldum ve dudaklarına kocaman bir teşekkür öpücüğü kondurdum.

Sonra da ben onun tişörtünü ve pantolonunu çıkardım. Boxer ile kalmıştı. Onu da çıkardığımda, orta boyda, ama oldukça kalın bir sikle karşılaştım. Elime alıp okşadığımda, Cem sikinin boyundan utandığından olsa gerek, “Sence de biraz küçük değil mi Seda abla?” diye sordu. Dilara’nın kolleksiyonundaki erkeklerin sikleri şüphesiz çok daha büyüktü, ama Cem’in moralini bozmak istemiyordum, “Küçük falan değil, hatta kocamınkinden biraz daha büyük! Üstelik oldukça da kalın!” dedim. Ağzıma alıp emmeye başladım. Aradan 5 saniye geçmeden Cem kendini tutamadı ve inleyerek ağzımın içine boşaldı. Erken boşaldığı için hem utanmış, hem de üzülmüştü. Ona, gerdek gecemizde, kocamın da ilk seferinde çok çabuk boşaldığını ve bunun heyecandan kaynaklandığını, gayet normal bir durum olduğunu anlattım.

Ağzımı yıkamaya giderken salondaki telefonum öttü. Baktım, Dilara’dan mesaj gelmişti, “Sikişirken video çekmeyi unutma kız!” yazıyordu. Ağzımı yıkadıktan sonra telefonumu da alıp yatak odasına döndüm. Yatakta Cem’le uzanmış öpüşüp elleşirken sikinin yeniden sertleştiğini hissettim. Ağzıma alıp biraz ıslattım. Sonra, “Hadi gel, şimdi seni Milli edelim!” deyip bacaklarımı araladım. Bacak arama yanaştı. Sikini bir türlü amımın deliğine denk getiremiyordu. Elimi sikine atıp başını deliğimin ağzına yerleştirdim. Gerisini Cem halletti. Dibine kadar girince de, “Oohhh!” diye inledi. Ben de onu motive etmek için, “Ohhh, amımı doldurdu sikin, hiç de küçük falan değil! Hadi Cem, şimdi sik beni!” dedim.

Cem başladı gidip gelmeye. 10 dakikadır o pozisyonda sikiyordu. “Cem, hayatım, pozisyon değiştirelim mi?” diye sordum. “Değiştirelim Seda abla!” deyip içimden çıktı. Ben de dört ayak pozisyonunda arkamı ona döndüm. Cem belimi iki eliyle tutup arkama yanaştı. Bu sefer benim yardımıma ihtiyaç olmadan sikini amıma soktu ve beni sikmeye başladı. Bu iş benim çok hoşuma gitmişti, yavaşlamasını veya hızlanmasını hep ben söylüyordum, Cem de beni benim istediğim gibi sikiyordu. Şu ana kadar sikiştiğim erkeklerin hepsi beni kendi zevklerine göre sikerken ve neyi nasıl yapmamı söylerken, şimdi her şey benim istediğim gibi oluyordu…

Telefonumu verip, “Beni sikerken kısa bir video çekebilir misin hayatım?” dediğimde, Cem telaşla, “Niye, ne yapacaksın o videoyu?” diye sordu. “Dilara ablana göstereceğim, o da seninle sikişmek istiyor!” dedim. Cem buna sevinmişti, video çekerek beni bir süre sikti. Ben ikinci orgazmımı olduktan sonra Cem’e iyice hızlanmasını söyledim. Cem elinden telefonu bırakıp, beni var gücüyle sikti ve çok geçmeden de hırlamaya başladı. Sanırım boşalacaktı. “İçime boşal canım!” deyince de döllerini içime fışkırttı. İkimiz de yorulmuştuk, ben yatağa yapışınca Cem de sikini çıkarmadan üstüme yığıldı…

İkimiz de çok mutluyduk, Cem Milli olduğu için, ben de onun ilki olduğum için 🙂

Cem’le sikişmiş, onu Milli etmiştim ve nedense bundan dolayı içimde hiç suçluluk veya pişmanlık duygusu yoktu. Aksine bu yaptığımdan gurur bile duyuyordum. Hem şerefsiz kocamı bu sefer kendi yatağımızda aldatarak intikam almıştım. Bunun bana verdiği hazzı kelimelerle tarif etmek mümkün değildi. Ayrıca Cem’le sikiştikten sonra benim de kendime güvenim artmıştı.

Benden birkaç gün sonra Cem’in tadına Dilara da bakmıştı. Tabii Cem’le sikişmemiz bir seferle kalmadı, ilerleyen günlerde sikişmeye devam ettik. Cem, Dilara’yla ve benle sikişe sikişe artık acemiliğini de attı, utangaçlığını da. Hemen hemen hergün, “Manavdan, marketten bir şey lazım mı Seda abla?” diye sormak için kapımı çalıyor, siparişlerimi getirdikten sonra da mutfakta beni çabucak sikiyordu. Komşulardan şüphelenen olmasın diye fazla oyalanmıyorduk. Bu birkaç dakikalık sikişlerde vakit kazanmak için, evde artık eşofmanımın veya eteğimin altına külot giymiyordum. Siparişleri mutfağa koyduktan sonra beni hemen tezgaha domaltıyor, o gün etek giymişsem eteğimi kaldırıp, eşofmanlaysam eşofmanımı indirip amıma geçirdiği gibi sikip gidiyordu…

Artık yaz gelmiş, havalar iyice ısınmış, tatil dönemi başlamıştı. Dilara her sene yaptığı gibi kısa süreliğine memleketine gitti. Ben de çalışan kocama söyleyip, çocuğumu alıp, annemle birlikte annemin Tekirdağ’daki yazlığına gittim. Orada eski mahallemden çocukluk arkadaşım Güllü’nün de yazlığı vardı ve o da çocukları ile gelmişti. Çocuklar yaşıttı, sadece onun 17 yaşında olan oğlu Gökhan yoktu. Çocuklar oyun oynamaktan, ben de Güllü ile hasret gidermekten oldukça mutluyduk. Arada bir hep birlikte denize iniyorduk…

Birkaç gün sonra Gökhan da geldi, babası hastalanmış, Güllü de ona bakmaya İstanbul’a giderken çocukları bana emanet etmişti. Gökhan büyümüş, genç delikanlı olmuştu. Beni süzerken kaçamak bakışlarını yakalamış ve heyecanlanmıştım. Önce Hakan, sonra Cem ve bu da genç nesilden idi. Kafamda acabalar, belkiler dolaşmaya başlamıştı bile. Akşam herkes yatmaya gidince ben de banyo yaptım, Bikini bölgemi pırıl pırıl yaptım.

Ertesi gün hava oldukça sıcaktı. Çocuklar denize girmek istedi. Hep birlikte sahile indik. Çocukları Gökhan’la denize yolladım. Ben de biraz güneşlenmek üzere şezlonga uzandım. Bir süre sonra çocuklar çıkıp geldiler, “Üşüdük, gidelim!” diye tutturdular. Annem de, “Kızım sen gir suya, ben götüreyim çocukları eve!” dedi. Bu iyi fikirdi, henüz denize girmeyen bir ben kalmıştım. Gökhan da suda idi.

Annem çocuklarla gidince ben de denize girdim. Haftaiçi de olduğundan denizde pek kimse yoktu, sadece uzaklarda birkaç kişi vardı. Gökhan’ı bulup yanına gittim. Fit bir çocuktu. Ara ara beni süzüyordu yine. Ben de hoşuma gittiğini belirten espriler yapıyordum. Suya dalıp çıkıyor, ikimiz de eğlence istiyorduk. Bir ara Gökhan suya dalıp kayboldu. Birkaç saniye sonra bacak aramdan kafasını daldırıp beni omzuna almıştı. Amım ensesindeydi. Gökhan suyun içinde o halde sağa sola yürürken, amım ensesine sürtünüyor ve bikinime rağmen içim bir tuhaf oluyordu. Ne yazık ki orgazm olmak için yeterli değildi bu temas, hem zaten az sonra da beni suya attı Gökhan.

Suda biraz daha eğlendikten sonra çıktık. Sadece ben değildim sudaki oynaşmamızdan etkilenen, mayosunun önündeki kabarıklıktan Gökhan’ın da etkilendiği belli oluyordu. Kurulanıp, güneş yağı sürünüp şezlonglara uzandık. Ben güneş gözlüğümü taktım, camları siyah olduğu için rahatça Gökhan’ın vücudunu inceleyebiliyordum. Biraz öyle güneşlendikten sonra yüz üstü yattım, sırtım da güneşlensin diye. Göremiyordum, ama Gökhan’ın bakışlarının şimdi götüme odaklandığından emindim…

Gökhan, “Seda teyze, sırtına güneş yağı süreyim mi?” deyince hiç ikiletemedim, “Çok iyi olur canım!” dedim. Kalkıp geldi, benim yattığım şezlongun kenarına oturdu ve sırtıma sürmeye başladı. Fakat güneş yağı mı sürüyordu, masaj mı yapıyordu, yoksa vücudumu mu mıncıklıyordu belli değildi. Sırtımdan sonra bacaklarıma sürmeye geçince bacaklarımı biraz araladım. Elleri şimdi bacaklarımın iç kısımlarından yukarılara çıkmıştı, amımın etrafında geziniyor, fakat tepki vereceğim korkusundan olsa gerek amıma dokunmaya cesaret edemiyordu. Çıldırtmıştı beni.

Kafamı kaldırıp etrafa baktım kimse var mı diye, kimse yoktu. “Bir saniye canım, buralara da sür!” deyip bikinimin altını aşağı sıyırdım ve Gökhan’ın elini tutup popomun üstüne koydum. Gökhan bunu hiç beklemiyordu, kısa bir duraksamadan sonra götümün yanaklarını yoğurmaya başladı. Ben zevk aldığımı belli etmek ve Gökhan’ı cesaretlendirmek için, “Mmmhhh!” diye sesler çıkarıyordum. Artık güneş yağı sürme bahanesine gerek kalmamıştı ve böyle bir heyecanı ikimiz de istiyorduk.

Parmakları göt deliğimin etrafında biraz gezindikten sonra aşağıya kaydı ve amımın dudaklarını okşadı. Az sonra da iki parmağını amımın içine daldırdı ve parmaklarıyla sikmeye başladı. Ben bu sefer, “Mmmhhhh, çok güzel, devam et canım, durma!” diye inleyip popomu hafif yükselttim. Olayın heyecanı bir yandan, birilerine yakalanma korkusu öte yandan ve aldığım zevkle kısa sürede orgazm oldum. “Teşekkür ederim canım, buna ihtiyacım vardı!” deyip hemen bikinimin altını düzelttim. Ben de Gökhan’ı elimle boşaltmayı düşünüyordum. O niyetle doğrulup döndüm ki, buna gerek kalmamıştı. Garibim mayosunun içine boşalmıştı bile. Üzülmüştüm ve bunu daha sonra telafi etmeyi düşünüyordum. Hava kararmak üzereydi, toparlanıp gittik.

Evde duş aldıktan sonra akşam yemeğini hazırladım. Yemeğimizi yedikten sonra çocukları uyuttum. Annemle otururken, Gökhan, “Markete gidiyorum, bir şey lazım mı?” diye sordu. Ben de anneme, “Anne ben de Gökhan ile çıkayım, hem biraz yürüyüş yapayım, hem de ekmek alayım!” dedim. Yukarı çıkıp üzerime mini elbisemi giydim, hafif parfümümü de sıkıp çıktım. Market yürüyerek 15 dakika mesafedeydi. Yol, loş sokak ışıkları ile aydınlanıyordu. Evden uzaklaşınca Gökhan’ın koluna girdim.

Ortalık sakindi ve kimsecikler yoktu etrafta. Durup dudaklarına bir öpücük kondurdum. Sonra da elinden tutup, az ilerde sahile inilen kısma yürüdüm. Şezlongların oradaydık yine. Dalga sesiyle sadece biz vardık. Ayakta biraz öpüşüp sikini yokladım, siki kalkmıştı. Oturup şortunu indirdim. Sikini dibinden tutarak elime aldım, avucuma sığmıyordu. Biraz sıvazlayıp ağzıma alacaktım ki, o sırada telefonum çaldı. Annem arıyordu, açtım, “Çay ve şeker de alın!” dedi. “Tamam!” deyip kapattım. Gökhan’ın sikini ağzıma alınca, “Ohhh!” diye inledi.

Sikini birkaç dakika yaladıktan sonra külodumu çıkarıp şezlonga uzandım ve Gökhan’ı üzerime çektim. Eliyle sikinin başını amımın dudakları arasına yerleştirip yüklendi. İlkinde giremedi. Eliyle dibinden tutup tekrar denediğinde sikinin yarısı yağ gibi kaydı içime. Son bir yüklenişle de kasıklarımız buluştu. Artık yol açılmış ve Gökhan hızla sikiyordu beni. Vaktimizin fazla olmadığının farkındaydık. “Daha hızlı, daha hızlı!” diye diye inleyerek orgazm oldum.

O da sona yakındı ve inlemeye başlamıştı. Tam içimden çıkacakken bacaklarımı doladım beline, çıkamadı ve böğüren bir Boğa gibi boşalttı döllerini. İçime boşaldığı için biraz korkmuştu, “Seda teyze çıkamadım içinden…” dedi. “Olsun canım, sorun değil!” dedim. İki dakika dinlenip kalktık ve hemen markete gidip alışverişi yapıp, eve döndük. Anneme de, “Biraz gezdik, yoruldum, ben yatıyorum!” deyip odama gittim. Duş falan almadan yatağıma attım kendimi.

İçimden Güllü’ye teşekkür ediyordum, iyi ki bana emanet edip gitti diye. Amımdan Gökhan’ın dölleri süzlüyorken uyuyakalmıştım 🙂